464

                            Hemoroidal Hastalık ya da kısaca hemoroid toplumda oldukça sık görülen bir hastalıktır. Erken evrelerinde medikal tedaviler ve bir takım beslenme düzeni değişiklikleri ile çözüm sağlanabilirken evre ilerledikçe bir takım işlemler ve ameliyat gerektirebiliyor.

Hemoroidal Hastalık anal bölgede ağrı, şişlik, kaşıntı, akıntı, kanama gibi şikayetler verebilir. Anal bölgenin diğer hastalıkları( makat çatlağı, perianal fistül vs) ve hatta kanserleri dahi benzer bulgular verebilir. Bu yüzden bu tarz şikayetler olduğunda kulaktan dolma, tavsiye üstüne bir takım ilaçlar kullanmak sakıncalı olabiliyor. Asıl hastalığın ilerlemesine daha da kötüsü bazen var olan kanserin teşhisinin gecikmesine dahi yol açabiliyor. Bu yüzden anal bölge ile ilgili şikayetlerde konunun uzmanı Genel Cerraha gidilerek tedavi olunması önem kazanmakta.
Anal bölge ile ilgili benzer şikayetler farklı hastalıkların belirtisi olabildiğinden tedavileri de farklı oluyor.
Anal bölgenin en sık görülen hastalıklarından biri olan Hemoroidal Hastalığın tedavi seçeneklerinde etki düzeyleri farklı birden fazla yöntem mevcuttur. Tedavinin hastanın mevcut patolojisine göre düzenlenmesinin tedavinin başarısını arttırdığı bir gerçektir. Bu amaçla her hastaya aynı tedavi şeklini uygulamaktan ziyade hangi hastaya ne gerekiyorsa o tedavi yöntemini ve gerekirse tedavi yöntemlerini kombine uygulamak etkili ve konforlu bir tedavi sunar.

Hemoroid tedavisinde eskiye göre bir çok yeni tedavi seçenekleri mevcuttur. Bunlardan biri Trans Hemoroidal Desarterizasyon (THD)  veya HAL(Hemoroidal Arter Ligasyonu) adı verilen yöntemdir. Bir süredir  uygulanan bu yöntemde hemoroidi besleyen damar, ultrasonografi eşliğinde(doppler) bulunarak bağlanır.  Son zamanlarda  bu yöntemin uygulanmasına bazı yenilikler gelmiştir. ADL (Arteriel Detection Ligation) yöntemi ile yapılan HAL’ da  bağlanacak hemoroid atar damarının(arterin) nerden geçtiğinin tespitinin yanında derinliği de  tam ve doğru olarak  tespit edilerek yöntemin etkinliği arttırılmıştır. Bu yöntemde açık yara oluşmadığı için yara iyileşme süreci yaşanmaz. İşlem anal kanalın ağrıyı hissetmeyen bölümünde yapıldığından ameliyat sonrası son derece konforludur.

Hemoroid tedavisinde yeni uygulamalardan biri de Lazerdir. Ucunda  lazer ışını içeren bir kateter (ince tel) ile hastalıklı, şişmiş hemoroid yapısı söndürülür. Açık yara bu yöntemde de oluşmaz. Ameliyat sonrası konforludur.

Çok büyük hemoroidlerde bu yöntemlere rağmen tam etkinlik gözlenmeyen hastalarda ek olarak sadece gerekli olan bölgeye cerrahi eksizyon (hastalıklı hemoroid yapısının alınması) yapılabiliyor. Cerrahi gereken hastalarda bu işlem Harmonic Skalpel, Ligasure gibi yeni nesil enerji cihazları ile (doku ve damarları mühürleyip kapatır ve keser) daha hızlı, kanamasız, doku tahribatı olmadan uygulanabiliyor. Böylece cerrahi olarak hemoroidal yapılar çıkarılsa bile klasik ameliyatlara göre ameliyat sonrası dönem daha rahat geçiyor.
Bu sayılan yöntemler aynı hastada gerekliliğine göre kombine olarak yapılabiliyor. Deneyimli cerrah hangi yöntemi hangi hastada, hangi kombinasyonla yapılacağına ameliyatın seyrine göre karar verebiliyor. Böylece kişiye özel tedavi planı uygulanmış oluyor.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

 

 

Kaynak olarak https://drmuratkalayci.com/hemoroidal-basur-hastalik-tedavisinde-kisiye-ozel-tedavi-plani-nedir/ sayfasından yararlanılmıştır.
Kaynak yayın tarihi : 2021-01-08 14:15:24

Önceki İçerikSafra Kesesi Taşı Komplikasyonları
Sonraki İçerikMeme Kanserinde Kozmetik Kayıp Olmadan Ve Işın Görmeden Tedavi Mümkün Mü?

5 YORUMLAR