Bir varmış bir yokmuş çok uzaklarda güzel şirin bir köy varmış. Bu köyde küçük tatlı bir çoban varmış. Tüm köyün koyunlarını gün boyunca otlatan çoban akşam olduğunda da evlere tek tek koyunları dağıtırmış. Yine bir gün çoban erkenden kalkarak koyunları dağlara çıkarmak üzere evleri gezmiş. Topladığı koyunları dağlara çıkartarak otlatan çobanın birden canı sıkılmış. Ne yaparsa yapsın eğlenemeyen çoban ne yapsam da eğlensem diye düşünürken birden aklına zekice bir fikir gelmiş. Çobanın bu fikrine göre köylüleri biraz korkutarak eğlenmeyi istiyormuş Hızlıca köy meydanına gelen çoban tüm gücüyle bağırmaya başlamış. Çoban : ”Yetişin koyunlarımı kurtlar yedi”. Demiş. Bunun üzerine panikleyen köylüler ellerine geçirdikleri kazma ve kürekler ile koyunların olduğu yere koşmuşlar.Koyunların olduğu yere ulaştıklarında ise bir de bakmışlar ki ne kurt var nede koyunlardan eksik olan. Bunları gören çoban ise bir tarafta gülerek eğleniyormuş. Bu durumu gören köylüler çoban tarafından kandırıldıklarını çok geçmeden anlamışlar. Çobana kendilerini korkuttuğu ve vakitlerini çaldığı için çok kızan köylüler bir daha aynı şeyi yapmamalarını tembihlemişler. Bu durumun ilerde kendisine olan güveni azaltacağını söyleyen köylüler kısa bir süre sonrada evlerine dağılmışlar.Bu olayın üzerinden henüz bir kaç gün geçmişken çoban yine köylülere bir oyun oynamaya karar vermiş. Koşarak köy meydanına inen çoban, yine çığlıklar atarak ; ” Herkes koşsun koyunlarımızı kurtlar kaptı.” Demiş. Bu sözler üzerine köylüler yine işlerini bırakarak koyunlarının yanına doğru koşmaya başlamışlar. Koyunlarına ulaştıklarında ise yine kurt olmadığını gören köylüler yine çobana kızmaya başlamışlar. Bu yaptığının iyi bir şey olmadığını çobana anlatan köylüler kızgın şekilde evlerine dönmüşler. Bu sözlerden etkilenmiş gibi görünmeyen çoban bu işi bir eğlence haline döndürmüş tam bir daha aynısını yapayım diye düşünürken çobanın otlattığı sürüye gerçekten kurtlar saldırmış. Bu olay üzerine hızlı şekilde koşarak köy meydanına inen çoban köylülerden “imdat!” diye yardım istemiş.Bir süre bu yardım çağrısını sürdüren ve bir evden diğer eve koşan çobana bu sefer hiçbir köylü inanmamış. Çobanın yine yalan söylediğini düşünen köylüler hiç kulak asmadan ellerindeki işlerine devam etmişler. Çobanın sürekli yalan söyleyip eğlenmesi üzerine kimse çobanın yardımına gitmemiş. Kurtlarda tüm koyunları yemişler. Çoban bu duruma çok üzülmüş. Köyüne dönüp herkese tek tek ben size bu sefer yalan söylememiştim diye feryat figan etmiş. Koyunlarınızı kurtlar gerçekten yedi bir tanesi bile geride kalmadı demiş. Ama haklı olarak sizler yine yalan söylediğimi düşünerek yardıma gelmediniz. Ben keşke o yalanları söylemeseydim demiş. Yalancı çoban yaptıklarından pişman olmuş.Olmuş ama iş işten geçtikten sonra duyulan bu pişmanlık yüzünden tüm köy koyunsuz kalmış. Duyduğu pişmanlığı ise çoban tüm köylülere şu sözler ile ifade etmiş ;” Ben daha önce bu konuda çok yalan söyledim ve eğlendim ve bir gün gerçekten kurtlar saldırdığında da kimse bana inanmadı. Bir daha eğlenmek için bile olsa asla yalan söylemeyeceğim.” demiş. Sonunda yalan söylemenin kötü olduğunu anlayan çoban tüm köylülerden onlara yaşattığı kayıplar için tek tek özür dilemiş.
Kaynak Olarak : https://www.masallaroku.com/yalanci-coban/ teşekkür ederiz.